24 Saatte Kesin Sonuç Veren Bağlama ve Ayırma Büyüsü
24 Saatte Kesin Sonuç Veren Bağlama ve Ayırma Büyüsü
Bağlama ve ayırma büyüsü ne yazık ki son dönemin en çok aranan ve merak edilen konularından. Yaşadığımız dönemin etkisinden mi bilinmez hayatında her şeyi tüketen toplumumuz sevgisini de ilgisini de tüketmekte karşısındaki kişi için çaba göstermekten geri durmakta. Kadın veya erkek cinsiyet fark etmeksizin sevdiklerini en kısa yoldan bağlamak, ilişkisini bir düzene koymak ve hayatını bunun üzerine inşa etmek istiyor. Aslında tüm sorun da büyük ölçüde bu arayıştan yada niyetten kaynaklanıyor. İlişkilerin büyük bir bölümünün ayrılıkla sonuçlanmasının nedeni kişilerin eşlerine hak ettiği değeri vermemesi ve gereken emeği harcamamasından kaynaklanıyor. Bu yazıyı sizinle paylaşmamızdaki amaç ise ne yazık ki kişilerin bu tür arayışlarının olması ve kendisini medyum diye tanıtan kişiler tarafından suistimal edilmesidir. Büyü konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun açıklamasını sizinle paylaşalım istedik.
Büyü ve sihirden korunmak için ne yapılmalıdır?
Sihir veya büyü literatürde el çabukluğu, göz boyama ve yaldızlı sözler söyleme yoluyla gerçekleştirilen hile ve aldatma işi ya da şeytanla yakınlık kurup ondan yardım alma ve nesnelerin şeklini değiştirme iddiası şeklinde tanımlanmıştır. (Bkz. “Sihir”, DİA, XXXVII, 170-172). Sihir faaliyetlerinin, dini değerlerle bir bağlantısı olmadığı gibi bu işlerle uğraşanlar ahlaki bir amaç da gözetmezler. Bu tür uğraşılardaki temel hedef, çıkar sağlamaktır.
İslam dini, büyük günahlar arasında saydığı sihri şiddetle yasaklamış, Kur’an-ı Kerim’de sihir yapanların ahiretten nasibi olmadığı ve bunu yapanların şerrinden Allah’a sığınılması gerektiği vurgulanmıştır (Bakara, 2/102; Felâk, 113/4). Hz. Peygamber (s.a.s.) de sihir yapmayı yedi büyük günah arasında saymıştır (Buhârî, Vesâyâ, 23; Müslim, İman, 145).
Cahiliye devrinde sihir/büyü çok yaygındı. Cincilik, kâhinlik, yıldızlardan hüküm çıkarmak, fal oklarına başvurmak, iplere düğüm atıp üflemek gibi işlemler yapılırdı. Müşrikler bu durumun da etkisiyle işi, Kur’an’ın bir sihir eseri olduğunu ileri sürmeye kadar vardırmışlardı (Sâd, 38/4; Zârîyât, 51/52).
Büyücülerin her şeyi bildiği, başaramayacakları şeylerin bulunmadığı şeklindeki inançlar İslam’a aykırıdır. Bu yüzden bazı müslüman bilginler, gerçekliği bulunmayan bir aldatmaca ve safsata olduğu gerekçesi ile büyünün gerçekliğini reddetmişlerdir (Bkz. Cassâs, Ahkâmü’l-Kur‘ân, I, 51; Nevevî, Ravda, IX, 129, 346).
Sihire ve büyüye karşı en etkili çözüm, Allah’a sığınmak ve ona güvenmektir. Hz. Peygamber (s.a.s.), her şeyin şerrinden Allah’a sığınarak sürekli Felâk ve Nâs sûreleri ile Âyete’l-kürsî’yi okumuştur (Buhârî, Vekâle, 10; Fezâilü’l-Kur’an, 10; Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an, 3). Ayrıca o, torunları Hz. Hasan ve Hüseyin’i (r.a.) nazar, büyü ve benzeri olumsuzluklardan korumak için şu duayı okumuştur:
أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّةِ مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ وَهَامَّةٍ ، وَمِنْ كُلِّ عَيْنٍ لاَمَّة
“Her türlü şeytan ve zehirli hayvanlardan ve bütün kem gözlerden Allah’ın eksiksiz kelimelerine sığınırım.” (Buhârî, Ehâdîsu’l-enbiyâ, 10; bkz: İbn Mâce, Tıb, 36).
Bunun yanında büyüye maruz kalan kimsenin, şifayı Allah’tan umarak güvendiği insanlara müracaatla kendisine Kur’an okutması ve dua ettirmesinde bir sakınca yoktur. Din İşleri Yüksek Kurulu 28 Eylül 1979 tarih ve 1883 sayılı kararında, Cenab-ı Hak’tan şifa umarak hastalara Kur’an-ı Kerim ve şifa ile ilgili dualar okumanın câiz, halkı kandırmak ve gaipten haber vermek amacıyla üfürükçülük yapmanın ise dinen yasak olduğunu belirtmiştir.
Büyü hakkında vikipedia üzerinden daha geniş bilgiye ulaşmak için Büyü ziyaret ediniz.
Daha fazla Bilgelik için Aplikasyonumuzu indirebilirsiniz. İndirmek için simgeye tıklayınız.