Bilge kişi: Faydalı ve işinize yarar bilgilerden oluşan güncel paylaşımlar yapan bilgi portalı. Bilge kişi kimdir?, Bilge kime denir?

Fetih Suresi fazileti ve sırları

Fetih Suresi Arapça ve Türkçe okunuşu

İslam dininin öğretilerinin en esaslı kaynağı olan Kuran-ı Kerim okunduğunda şüphe yok ki insanı manevi bir doygunluğa ulaştırıyor. Hangi sure okunursa okunsun muhakkak Allah’ın rahmetinden bahsederek insanları Allah’ın merhametine sığınmayı ve her şeyi O’dan istemeyi nasihat ediyor. Kuran-ı Kerim’in her suresi çok özel olup insanları doğru yolu göstermektedir. Lakin; bazı sureleri ve ayetleri mevcuttur ki fazileti ve manevi gücünü hissetmemek mümkün değildir. Fetih Suresi de onlardan biridir. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s) Fetih Suresinin indirildiği gece ‘Bu gece bana, güneşin doğduğu her şeyden daha değerli ve güzel bir sure indirildi.’ Şeklinde buyurarak Fetih Suresinin kıymetinden söz etmektedir.

FETİH SURESİ FAZİLETİ

Medine’de inen Fetih Suresi Kuran-ı Kerim’in 510. Sayfasında yer alarak 29 ayetten bir araya gelmektedir. Fetih Suresinde sözü edilen fetih, Mekke Fethi değil, Hudeybiye Barışıdır. Müslümanlar, Hudeybiye Barış Antlaşmasının onlar için iyi bir şey olduğunu anlayamayıp, kaygıye kapılırlar. Müslümanların böyle düşünceye kapıldığı anda yaşanan sıkıntıların Hudeybiye Barışı ile beraber geçeceği ve bu barışın birlikteinde yeni fetihler getireceğini Fetih Suresi nazil olarak Müslümanların kaygılerini oratdan kaldırmaktadır. Şanlı ve şerefli zaferlerin geleceği haberi Fetih Suresinin ilk ayetinde bu yana bahsedilmektedir. İlk ayette ‘inna fetahna leke fetham mübına’ – Doğrusu biz sana apaçık bir fetih ihsan ettik. Cümlesiyle Müslümanlara fetihlerin nasip olacağı yorumlanmaktadır. O dönemin haricinde günümüzde dahi bu rivayete binaen savaşlarda, sıkıntılı durumlarda ve bazı zaman yeni bir ilk etaptaişlerin rast gitmesi için muhakkak Fetih suresi okunur.

Hz. Peygamber’in dahi hikmetini övdüğü, Allah rızası için okunduğunda hayırlı kapıların açılacağına inanılır. Fetih suresi, günlük yaşamımızda namazda yahut namazın haricinde okunması önerilir. Bazı hadislere göre Fetih Suresinin faziletleri şöyledir:

Peygamber Efendimiz (s.a.s) buyurmuştur ki: ‘Her kim namazdan sonra yahut önce Fetih Suresini okursa benimle beraber Mekke’nin fethinde bulunmuş gibidir.

Ruhul Beyan Tefsirine göre ‘Ramazan ayının ilk gecesi nafile namaz kılıp namaz içinde fatiha suresinden sonra fetih suresiokursa Allah (c.c) onun bütün sen süresince musibetlerden muhafaza edeceğini buyurur.

Duaların kabulü için her gün 7tane Fetih Suresi okunması önerilir.

Cuma günü nafile namaz kıldıktan sonra Allah rızası için 11 adet okunan fetih suresi, birinin içinde bulunduğhranlı durumdan kurtulmasına u buyararlı olur.

Yeni bir işe başlamadan önce Allah rızası için nafile namaz kılıp, fetih suresini okursa Allah’ın izniyle işlerin rastgitmesi nasip olur.

Fetih suresi ve Ali İmran Suresinin tamamının yazılı olduğu bir cevşeni kişi üstünde taşırsa Allah (c.c) onu musibetlerden ve kötülüklerden korur.

Ramazan ayında gökyüzünde hilalin görülüğü zaman kim Fetih Suresini 3 defa okursa Allah (c.c) o birinin malını bolluk ve berekle şereflendirir.

Gam ve kederle dertlenen, kısmetsiz, şansı yaver gitmeyen bireyler her gün fetih suresini okursa Allah’ın izniyle sıkıntılarından kurtularak işerinin rast gitmesi nasip olur.

Her gün, güne başlarken Fetih Suresinin ilk 3 ayetini okuyan birinin günü Allah’ın izniyle günü bereketli ve bolluk içinde geçer

Maddi manevi sıkıntılardan kurtulmak için her namazın sonrasında Fetih Suresi okunması önerilir.

FETİH SURESİ

1. İnnâ fetahnâ leke fethan mubînâ.
2. Li yagfira lekallâhu mâ tekaddeme min zenbike ve mâ teahhara ve yutimme ni’metehu aleyke ve yehdiyeke sırâtan mustekîmâ(mustekîmen).
3. Ve yansurakallâhu nasran azîzâ(azîzen).
4. Huvellezî enzeles sekînete fî kulûbil mu’minîne li yezdâdû îmânen mea îmânihim, ve lillâhi cunûdus semâvâti vel ard(ardı), ve kânallâhu alîmen hakîmâ(hakîmen).
5. Li yudhilel mu’minîne vel mu’minâti cennâtin tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ ve yukeffira anhum seyyiâtihim, ve kâne zâlike indallâhi fevzen azîmâ(azîmen).
6. Ve yuazzibel munâfikîne vel munâfikâti vel muşrikîne vel muşrikâtiz zânnîne billâhi zannes sev’i aleyhim dâiratus sev’i, ve gadiballâhu aleyhim ve leanehum ve eadde lehum cehennem(cehenneme), ve sâet masîrâ(masîren).
7. Ve lillâhi cunûdus semâvâti vel ard(ardı), ve kânallâhu azîzen hakîmâ(hakîmen).
8. İnnâ erselnâke şâhiden ve mubeşşiran ve nezîrâ(nezîren).
9. Li tu’minû billâhi ve resûlihî ve tuazzirûhu ve tuvakkırûhu, ve tusebbihûhu bukraten ve asîlâ(asîlen).
10. İnnellezîne yubâyiûneke innemâ yubâyiûnallâh(yubâyiûnallâhe), yedullâhi fevka eydîhim, fe men nekese fe innemâ yenkusu alâ nefsihî, ve men evfâ bi mâ âhede aleyhullâhe fe se yu’tîhi ecran azîmâ(azîmen).
11. Se yekûlu lekel muhallefûne minel a’râbi şegaletnâ emvâlunâ ve ehlûnâ festagfir lenâ, yekûlûne bi elsinetihim mâ leyse fî kulûbihim, kul fe men yemliku lekum minallâhi şey’en in erâde bikum darran ev erâde bikum nef’â(nef’en), bel kânallâhu bi mâ ta’melûne habîrâ(habîran).
12. Bel zanentum en len yenkaliber resûlu vel mu’minûne ilâ ehlîhim ebeden ve zuyyine zâlike fî kulûbikum ve zanentum zannes sev’i ve kuntum kavmen bûrâ(bûran).
13. Ve men lem yu’min billâhi ve resûlihî fe innâ a’tednâ lil kâfirîne saîrâ(saîran).
14. Ve lillâhi mulkus semâvâti vel ard(ardı), yagfiru li men yeşâu ve yuazzibu men yeşâu, ve kânallahu gafûran rahîmâ(rahîmen).
15. Se yekûlul muhallefûne izântalaktum ilâ megânime li te’huzûhâ zerûnâ nettebi’kum, yurîdûne en yubeddilû kelâmallâh(kelâmallâhi), kul len tettebiûnâ kezâlikum kâlallâhu min kablu, fe se yekûlûne bel tahsudûnenâ, bel kânû lâ yefkahûne illâ kalîlâ(kalîlen).
16. Kul lil muhallefîne minel a’râbi se tud’avne ilâ kavmin ulî be’sin şedîdin tukâtilûnehum ev yuslimûn(yuslimûne), fe in tutîû yu’tikumullâhu ecran hasenâ(hasenen), ve in tetevellev kemâ tevelleytum min kablu yuazzibkum azâben elîmâ(elîmen).
17. Leyse alâl a’mâ haracun ve lâ alâl a’raci haracun ve lâ alâl marîdı haracun, ve men yutııllahe ve resûlehu yudhılhu cennâtin tecrî min tahtihâl enhâru, ve men yetevelle yuazzibhu azâben elîmâ(elîmen).
18. Lekad radiyallâhu anil mu’minîne iz yubâyiûneke tahteş şecerati fe alime mâ fî kulûbihim fe enzeles sekînete aleyhim ve esâbehum fethan karîbâ(karîben).
19. Ve megânime kesîraten ye’huzûnehâ, ve kânallâhu azîzen hakîmâ(hakîmen).
20. Vaadekumullâhu megânime kesîraten te’huzûnehâ fe accele lekum hâzihî ve keffe eydiyen nâsi ankum, ve li tekûne âyeten lil mu’minîne ve yehdiyekum sırâtan mustakîmâ(mustakîmen).
21. Ve uhrâ lem takdirû aleyhâ kad ehâtallâhu bihâ, ve kânallâhu alâ kulli şey’in kadîrâ(kadîran).
22. Ve lev kâtelekumullezîne keferû le vellevûl edbâra summe lâ yecidûne velîyyen ve lâ nasîrâ( nasîran).
23. Sunnetallâhilletî kad halet min kablu, ve len tecide li sunnetillâhi tebdîlâ(tebdîlen).
24. Ve huvellezî keffe eydiyehum ankum ve eydiyekum anhum bi batni mekkete min ba’di en azferakum aleyhim ve kânallâhu bi mâ ta’melûne basîrâ(basîran).
25. Humullezîne keferû ve saddûkum anil mescidil harâmi vel hedye ma’kûfen en yebluga mahıllehu, ve lev lâ ricâlun mu’minûne ve nisâun mu’minâtun lem ta’lemûhum en tetaûhum fe tusîbekum minhum maarratun bi gayri ilmin, li yudhılallâhu fî rahmetihî men yeşâu, lev tezeyyelû le azzebnâllezîne keferû minhum azâben elîmâ(elîmen).
26. İz cealellezîne keferû fî kulûbihimul hamiyyete hamiyyetel câhiliyyeti fe enzelallâhu sekînetehu alâ resûlihî ve alel mu’minîne ve elzemehum kelimetet takvâ ve kânû e hakka bihâ ve ehlehâ ve kânallâhu bi kulli şey’in alîmâ(alîmen).
27. Lekad sadakallâhu resûlehur ru’yâ bil hakkı, le tedhulunnel mescidel harâme inşâallâhu âminîne muhallikîne ruûsekum ve mukassırîne lâ tehâfûn(tehâfûne), fe alime mâ lem ta’lemû fe ceale min dûni zâlike fethan karîbâ(karîben).
28. Huvellezî ersele resûlehu bil hudâ ve dînil hakkı li yuzhirahu alâd dîni kullihî, ve kefâ billâhi şehîdâ(şehîden).
29. Muhammedun resûlullâh(resûlullâhi), vellezîne meahû eşiddâu alâl kuffâri ruhamâu beynehum terâhum rukkean succeden yebtegûne fadlen minallâhi ve rıdvânen sîmâhum fî vucûhihim min eseris sucûd(sucûdi), zâlike meseluhum fît tevrât(tevrâti), ve meseluhum fîl incîl(incîli), ke zer’in ahrace şat’ehu fe âzerehu festagleza festevâ alâ sûkıhî yu’cibuz zurrâa, li yagîza bihimul kuffâr(kuffâra), vaadallâhullezîne âmenû ve amilûs sâlihâti minhum magfiraten ve ecren azîmâ(azîmen).

Ayrıca Bakınız.  Ev almak için okunacak Dua

FETİH SURESİ MEALİ

1. Kuşkusuz biz sana apaçık bir fetih verdik.
2,3. Ta ki Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın, sana olan nimetini tamamlasın, seni doğru yola iletsin ve Allah sana, şanlı bir zaferle yardım etsin.
4. O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
5. Bütün bunlar Allah’ın; inanan erkek ve kadınları, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetlere koyması, onların kötülüklerini örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir başarıdır.
6. Bir de Allah’ın, hakkında kötü zanda yer alan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah’a ortak koşan erkeklere ve Allah’a ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir. Kötülük girdabı onların başına olsun! Allah onlara gazap etmiş, onları lânetlemiş ve kendilerine cehennemi hazırlamıştır. Orası ne kötü bir varış yeridir!
7. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
8. (Ey Muhammed!) Kuşkusuz biz seni bir şâhit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
9. Ey insanlar! Allah’a ve Peygamberine inanasınız, ona yardım edesiniz, ona saygı gösteresiniz ve sabah akşam Allah’ı tespih edesiniz diye
10. Sana biat edenler lakin Allah’a biat etmiş olurlar. Allah’ın eli onların ellerinin üstündedir. Verdiği sözden dönen kendi aleyhine dönmüş olur. Allah’a verdiği sözü yerine getirene, Allah büyük bir mükâfat verecektir.
11. Bedevilerin geri bırakılanları sana, “Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu; Allah’tan bizim için af dile” diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: “Allah, sizin bir zarara uğramanızı dilerse yahut bir yarar elde etmenizi dilerse, O’na karşı kimin bir şeye gücü yeter? Hayır, Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”
12. Siz aslını söylemek gerekmektedirse, Peygamberin ve inananların bir daha ailelerine geri dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu, sizin gönüllerinize güzel gösterildi de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak eden bir kavim oldunuz.
13. Kim Allah’a ve Peygambere inanmazsa bilsin ki, kuşkusuz biz, inkârcılar için alevli bir ateş bir araya getirdik.
14. Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine ceza verir. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
15. Savaştan geri bırakılanlar, siz ganimetleri almaya giderken, “Bırakın biz de sizinle gelelim” diyeceklerdir. Onlar Allah’ın sözünü değiştirmek isterler. De ki: “Siz bizimle asla gelmeyeceksiniz. Allah, daha önceleri böyle buyurmuştur.” Onlar, “Bizi kıskanıyorsunuz” diyeceklerdir. Hayır, onlar pek az anlarlar.
16. Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanlarına de ki: “Siz, güçlü kuvvetli bir kavme karşı teslim oluncaya kadar savaşmaya çağrılacaksınız. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama daha önceleri döndüğünüz gibi yine dönerseniz, Allah sizi elem dolu bir azaba uğratır.”
17. Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. (Bunlar savaşa katılmak zorunda değillerdir.) Kim Allah’a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse, onu elem dolu bir azaba uğratır.
18,19. Kuşkusuz Allah, ağaç altında sana biat ederlerken inananlardan hoşnut olmuştur. Gönüllerinde olanı bilmiş, onlara huzur, güven duygusu vermiş ve onlara yakın bir fetih(3) ve elde edecekleri birçok ganimetler nasip etmiştir. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
20. Allah, size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaad etmiştir. Şimdilik bunu size hemen vermiş ve kişilerin ellerini sizden çekmiştir. (Allah, böyle yaptı) ki, bunlar müminler için bir delil olsun, sizi de doğru bir yola iletsin.
21. Hala elde edemediğiniz, lakin Allah’ın, ilmiyle kuşattığı başka (kârlar) da mevcuttur. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
22. İnkâr edenler sizinle savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçarlar, sonra da ne bir dost ne de bir yardımcı bulabilirlerdi.
23. Allah’ın öteden beri işleyip duran kanunu (budur). Allah’ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.
24. O, Mekke’nin göbeğinde, sizi onlara karşı üstün kıldıktan sonra, onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çekendir. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.
25. Onlar, inkâr edenler ve sizi Mescid-i Haram’ı ziyaretten ve bekletilen kurbanlıkları yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer, oradaki hala tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları bilmeyerek ezmeniz ve böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı, (Allah, Mekke’ye girmenize izin verirdi). Allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır. Eğer, inananlarla inkârcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, onlardan inkâr edenleri elem dolu bir azaba uğratırdık.
26. Hani inkâr edenler kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah ise, Peygamberine ve inananlara huzur ve güvenini indirmiş ve onların takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) sözünü tutmalarını sağlamıştı. Zaten onlar buna lâyık ve ehil idiler. Allah, her şeyi hakkıyla bilmektedir.
27. Ant olsun, Allah, Peygamberinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse, siz güven içinde başlarınızı kazıtmış yahut saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram’a gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bildi ve size bundan başka yakın bir fetih daha verdi.
28. O, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir. (Allah) o hak dini bütün dinlere üstün kılmak için (böyle yaptı). Şahit olarak Allah yeter.

Ayrıca Bakınız.  Baba kızının altını değiştirebilir mi?

29. Muhammed, Allah’ın Resulüdür. Onunla birlikte olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde hâlinde, Allah’tan lütuf ve hoşnutluk talep ettiklerini görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir. İşte bu, onların Tevrat’ta ve İncil’de anlatılan durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler. Allah, kendileri nedeniyle inkârcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar. Allah, içlerinden iman edip salih amel işleyenlere bir bağışlama ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir.



Cevap bırakın